ARABULUCULUKTA GÜNCEL ALANLAR SEMPOZYUMU BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 31.03.2024 | Okunma Sayısı:
135
Ankara 2 No’lu Barosu Tarafından Düzenlenen “Arabuluculukta Güncel Alanlar Sempozyumu” Büyük Bir Katılımla Gerçekleştirildi
Ankara 2 No’lu Barosu olarak adli yılın ilk eğitim programı kapsamında düzenlediğimiz “Arabuluculukta Güncel Alanlar Sempozyumu” hukukçuların, meslektaşlarımızın ve stajyerlerimizin büyük katılımı ve ilgisi ile gerçekleştirildi.
Yeni mevzuat düzenlemeleri sonrasında arabuluculuktaki güncel konulara ilişkin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Üyesi Sayın Eyüp Sarıcalar’ın “Kira Hukuku” konusunda, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Üyesi Sayın Mahmut Akgün’ün “İzale-i Şuyu” Konusunda, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Üyesi Sayın Mehmet Boran’ın “Kat Mülkiyeti” konusunda ve de Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Sayın Hakan Öztatar’ın “Arabuluculukta Güncel Gelişmeler” konusunda detaylı sunumlar gerçekleştirdiği Sempozyumun açılışında konuşan Baro Başkanımız Av. Sabri Hafif; “Adalet Bakanlığımızın koordinesinde devletimiz hukuki ihtilaflarımızın çözümü ile ilgili olarak yol gösterici, ufuk ve vizyon çizen bir kanun çıkararak arabuluculuğu ilmek ilmek örerek toplumun kabul ettiği bir kurum haline getirdi. Arabuluculuk toplumumuza yabancı bir uygulama olmasa da; sonuçlarının uygulanması düzenlemeye tabi olmadığından dolayı hukuki ihtilaflar hep yargısal yollarla çözülmeye çalışılmıştır. Hukuki ihtilafın çözümü için kendisine başvurulan kişinin hem hukuki ihtilafın yargı yoluyla çözülmesini de bilen bir hukukçu, hem iletişim becerileri gelişmiş bir profesyonel ve hem de uyuşmazlığın maddi hukuka dair esasını bilen bir uzman olması; sürecin sonunda tarafların üzerinde anlaştıkları konuların ilamlı icraya konu olabilmesi, hukuki ihtilafların çözümü için arabuluculuğun etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır.” İfadelerini kullandı.
Baro Başkanımız Av. Sabri Hafif konuşmasında ayrıca; “Arabuluculuk Kurumu, Avukatların iş alanlarının genişlemesini de sağlayan da bir kurum olmuştur. Arabulucu olmanın en önemli şartı hukuk fakültesi mezunu olmaktır. Bu şartın kaldırılmayacağı Adalet Bakanlığı tarafından öteden beri net bir şekilde ifade edilmektedir. Uygulamada çoğunlukla avukatların arabuluculuk yaptığı değerlendirildiğinde arabuluculuğun avukatlara yeni bir iş alanı olduğu kabul edilecektir. Arabuluculuk kurumunun serüveninde olayın sosyal yönü ayrıca önemli olduğu için her geçen gün dava şartı açısından alanı da genişlemektedir. Özellikle konuşarak anlaşılabilecek olan taraflar bakımından değerlendirmeler yapılarak yeni alanlar dava şartı arabuluculuk kapsamına alınmaktadır. İş uyuşmazlıkları, ticari uyuşmazlıklar, tüketici uyuşmazlıkları derken 1 Eylül 2023 tarihi itibari ile de Kira uyuşmazlıkları, Komşuluk Hukuku Uyuşmazlıkları, Ortaklığın giderilmesi uyuşmazlıkları ve tarımsal sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıklar dava şartı arabuluculuk kapsamına girmiştir” ifadelerine yer verdi ve Sempozyuma eğitici olarak katılan Yargıtay Üyesi Meslek büyüklerimize, Genel Müdürümüze ve başta Sürekli Eğitim Merkezimiz olmak üzere Sempozyumun hazırlanmasında katkısı olanlara teşekkürlerini sundu.
Sempozyumda dava şartı arabuluculuk kapsamına giren konuların hukuki yönü konunun uzmanı yüksek yargı mensubu üstatlarımız tarafından değerlendirildi. Sempozyuma eğitici olarak katılanlara plaketleri Baro Başkanımız tarafından takdim edildi.
Üyelerine sunduğu mesleki eğitim programlarıyla birikimlerinin artması noktasında etkin çaba sarf eden Baromuzun adli yılın ilk etkinliği kapsamında gerçekleştirdiği verimli çalışma sonrası tekrar söz alan Baro Başkanımız Hafif; “Malumlarınız adli yılımızın resmi açılış töreni 01 Eylül tarihinde Cumhurbaşkanımızın da katılımları ile Yargıtay Binasında gerçekleşti. Yargıtay Binamız modern, kullanışlı, nezih, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetimize yakışır sanat eseri mahiyetinde örnek bir bina. Türk Milleti olarak bin yıldır Kafkasyasıyla, Balkanlarıyla, Kıbrısıyla Anadolu topraklarında yaşıyoruz. Üç kıtada hüküm sürdüğümüz zamanlarda da bulunduğumuz, varlık gösterdiğimiz her yerde Türkün mührünü kalıcı bir eser bırakmak suretiyle vurmuşuz.
Ankara’mıza da Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz bugün itibari ile baktığımızda, Sultan Alparslan’ın dediği gibi bu topraklarda ilelebet kalacağımızı gösterir eserlerin meydana geldiğini gururla müşahade ediyoruz. Son birkaç yılda yapılan eserlerden, Büyük Ankara Camii ve Külliyesi, Melike Hatun Camii, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Millet Camii ve Millet Kütüphanesi, Yargıtay Binamız… Başkentimizin gurur duyduğumuz sanat eseri niteliğindeki eserleri.
Yeni adli yılımızda Ankara’da da ulaşımı kolay, otopark imkanları yeterli, içerisinde hem yargılamaların huzurla yapıldığı hem de eğitim ve sosyal imkanların olduğu, bütün mahkemelerin tek bir çatı altında veya tek bir kampüste toplandığı, Türkün yeni bir mührü olarak sayılabilecek bir adliye binasına kavuşmayı, en azından bu konuda somut gelişmeleri görmeyi diliyoruz. Ankara’da çalışan avukatlar olarak Sayın Bakanımızdan bu konuda bir müjde bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Baro Başkanımız; “Adaletin güvene alınabilmesinin ve hukuki güvenliğin en temel unsuru savunmadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde savunma hakkının temsilcisi olan avukatın ne kadar önemli olduğu değerlendirilecektir. Avukatın özgür, bağımsız, asgari mali sıkıntılardan ari olarak çalışma hayatına sahip olması adaletin güvenceye alınmasının bir gereğidir.
Kişilerin adalete erişiminde en önemli kurum avukatlık kurumudur. Her kişinin avukatlık hizmetinden yararlanmasını temin hukuk devletinin en önemli unsurlarındandır.
Avukatlık Kanunu 35. Maddesindeki avukat bulundurma yükümlülüğü genişletilmeli, bütün sermaye şirketlerine ve kooperatiflere avukat bulundurma yükümlülüğü getirilmelidir.
Her ne kadar şirketlere ve kooperatiflere ek mali yük getireceği gerekçesi ile bu konu şimdiye kadar hayata geçememiş olsa da; hukuka aykırı yapılan işlemler ve uyuşmazlık çıkması halinde katlanılacak mali külfet çok daha fazla olmaktadır.
Aynı şekilde gerçek kişilerin de adalete erişmesinin kolay ve ekonomik hale gelebilmesi için hukuki himaye sigortasının biran önce gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İlk etapta ihtiyari olarak başlatılabilecek olan bu sigorta zamanla ihtiyaca ve sonuçlara göre değiştirilebilir, kapsamı genişletilebilir veya kaldırılabilir. Vatandaşımızın yargısal süreçlerde avukattan destek almasının sağlanması adalete güvenin tesisi için de olmazsa olmazdır.
Hukuki Himaye Sigortası ile ilgili Bakanlık nezdinde bilim komisyonu kurulmuştu. En kısa sürede bu konu ile ilgili bir gelişme olmasını bekliyoruz.
Her ne kadar bazı meslektaşlarımız arabuluculuk kurumuna veya dava şartı olması konusuna hala karşı olsa da; biz baro olarak arabuluculuk kurumunu bir yönüyle iş alanımızın genişlemesi olarak görüyoruz. Süreçte hem arabulucu olarak görev alabilmek hem de yeni bir platformda taraf vekili olarak bulunabilmek avukatlar için yeni bir iş alanıdır.
Nitelikli uyuşmazlıklarda müzakereyi iyi bilen avukatların arabuluculuk sürecinde anlaşmayı sağlayabilmeleri çok değerli bir kazanım olmuştur. Bu anlamda Arabuluculuk sürecinde taraf vekilinin yaptığı iş karşılığı alması gereken ücretin tarifeye bağlanmasını da olumlu değerlendiriyoruz.
Arabuluculuğun hukuk mezunları dışına açılması taleplerine karşı kesin ve kararlı tutumundan dolayı Adalet Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz.
Avukatlık mesleğinin çağın gereklerine göre icra edilebilmesi için avukatlık kanunumuzun günümüz ihtiyaçlarını karşılar şekilde dizayn edilmesi elzemdir.
Avukatlık bürolarımızın ticari olarak işletilmesinden, ortaklık şekillerimize;
Sözleşmelerimizin hukuki niteliğinden, ücretimizin hukuki kaynağına;
Gelir vergisi rejimimizden, kdv yükümlülüğümüze;
Eğitimimizden uzmanlığımıza; stajımızdan emekliliğimize;
Kamuda çalışanımızdan CMK/Adli yardım hizmeti verenimize
birçok konumuz ancak yeni bir avukatlık kanunu ile düzenlenebilir.
Kutsal savunma hakkının ve bunun icracısı avukatların mesleki itibar ve gücünü artıracak çalışmalar Cumhurbaşkanımızın, Bakanlığımızın ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin mevzuyu sahiplenmesi ile aşılacaktır.
Bu yasama döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılı vizyonuna uygun bir Avukatlık Kanunu hazırlanacağımıza inanıyoruz. Avukatlık Kanunu ile ilgili Bakanlığımızda kurulan bilim komisyonumuzun çalışmalarını ve konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu tarafından yapılan çalışmaları takip ediyoruz. Yapılan çalışmalardaki heyecan ve itinayı takdir ediyoruz.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi son olarak 3 Eylül 2022 tarihinde güncellendi. Asgari ücretteki, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar, harçlarda yapılan artışlar, enflasyon, yeniden değerleme oranları… değerlendirildiğinde avukatlık asgari tarifesi olması gerekenin çok altında kalmıştır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin en az geçen yıl arttığı oranda %122 oranında artması gerekmektedir.
Ayrıca, memur ücretlerinin ve birkaç yıldır asgari ücretin 6 ayda bir arttığı göz önüne alındığında artık asgari ücret tarifesinin de 6 ayda bir güncellenmesi yerinde olacaktır”
İfadelerine de yer vererek meslektaşlarımızın çözüm beklediği konulara değindi.
Programa teşrifleri ile bizleri onurlandıran, Sempozyumun değerlendirme kısmında konuşmasını gerçekleştiren Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç; “Tüm yargı çalışanlarının adli tebrik ederek başladığı konuşmasında, devletin temelinin yasama, yürütme ve yargıdan oluştuğunu, kuvvetler ayrılığının demokrasinin en temel unsuru olduğunu, denetim ve denge mekanizmasının bulunduğu Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminin parlamenter sisteme göre daha etkin bir yönetim şekli olduğunun artık görüldüğünü,
Avukatlık Kanunu’nun yenilenmesi ile Adalet Bakanlığı nezdinde kurulan bilim kurulunun çalıştığını, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nda da konu ile ilgili çalışma yapıldığını, Ankara 2 No’lu Barosunun Avukatlık Kanunu çalışmalarına verdiği destekten memnuniyetlerini,
Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılına uygun yeni ve sivil bir Anayasa’nın ihtiyaç olduğunu, her ne kadar birçok değişiklik yapılmış olsa da darbe mahsulü bir Anayasa ile sırf bu sebeple de olsa devam edilmemesi gerektiğini,
Deprem bölgesinde 12 Adliye Binasının kullanılamaz hale geldiğini bunların inşası ile birlikte Ankara Adliye Binasının da yapılacağını, adliye binasının yerinin ve projesinin hazır olduğunu, ihale günü belirlenmesi için Çevre Şehircilik Bakanlığı ile birlikte çalışıldığını,
Arabuluculuk kurumuna yeni alanların dava şartı olarak eklendiğini, bu çalışmaların toplumsal barışa katkısının önemli olduğunu, avukatların ve baroların arabuluculuk kurumuna sahip çıkmasının ve güncel bir konuda eğitim programı yapmasının çok kıymetli olduğunu” ifade etmiştir.
Program sonrasında fuaye alanında Ankara 2 No’lu Barosu avukatları ve stajyerleri ile biraraya gelerek sohbet eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sohbet sırasında stajyerlerden gelen soru üzerine;
“Hakim Savcı Yardımcılığı sınavı ile ilgili 23-24 Aralık 2023 tarihi için ÖSYM’den gün alındığı, çok yakında çağrıya çıkılacağını,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile ilgili olarak Türkiye Barolar Birliği ile görüşmelerin devam ettiğini, en kısa sürede avukat meslektaşlarımızın içinin rahat edeceği bir oran açıklanacağını” ifade etti.
Sempozyumun sonunda tüm katılımcılar adli yılın ilk etkinliği akabinde gerçekleştirdiğimiz kokteylde bir araya geldiler.