MİLLÎ MUKADDESATA YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI KAMUOYU BİLDİRİSİ
Mizah; yaratıldığı sosyal çevrenin, kendi kültürünü, tarihini, sosyolojik olaylarını yansıtarak, güldürmeyi, düşündürmeyi, eleştirmeyi, dikkat çekmeyi içinde barındırarak varlık bulan, toplumu yansıtan bir olgudur. Mizah yoluyla oluşturulan iletişim Türk toplumunda tarihten bugüne önemli bir alan oluşturmuş, neşriyatlar, sosyal medya, TV programları ile toplumsal iletişim sağlanmıştır. Mizah kıymetlidir.
ANCAK;
26.06.2025 tarihinde Leman isimli dergide yayınlanan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ve Hz. Musa'yı hedef alan çirkin karikatür, yalnızca bir yayın ahlaksızlığı değil, milletimizin en derin manevi değerlerine yönelik aleni ve kasıtlı bir saldırıdır, bu yayın toplumun pek çok kesiminde infiale yol açmış, kamu düzenini bozmaya açıkça elverişli bir tahrik eylemidir. Bu eylem, yalnızca bir düşünce açıklaması veya eleştiri değil; dinî değerlere yönelik sistematik bir aşağılama ve milletimizin asırlardır hürmetle bağlı olduğu mukaddesata karşı açık bir saldırıdır.
Türk milliyetçiliğinin en sade ve kararlı isimlerinden Hüseyin Nihal Atsız'ın sözleriyle "Bazı konular vardır ki onlar asla şakaya gelmez. Bayrakla alay edemezsin, millî tarihle eğlenemezsin, Kur’an’ı mizah konusu yapamazsın."
"Karikatürün bağlamı, kastı ve toplumsal etkisi" belirleyicidir. Din milletimizin ruhudur. Dini değerlerimizi aşağılayan, toplumsal barışı bozma girişimi, toplumu kin ve öfkeye sevk eden bu ve benzeri karikatürlerin mizah, eleştiri sayılması mümkün değildir. Hakaret, aşağılama, nefret söylemi ya da kutsal değerlere saldırı ifade özgürlüğü kapsamında sayılamaz. Bu karikatür “dini nefreti körükleyici” ve “dini değerlere doğrudan saldırı” niteliğindedir. Bu nedenle “Dini değerleri alenen aşağılama” suçu kapsamında dergiye ve sorumlu kişilere yönelik soruşturma başlatılarak dört kişi hakkında gözaltı kararı alınmıştır. Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında en ağır ceza ile muhatap olmalıdırlar.
Leman isimli dergi, dergi olmaktan çıkmış, kâğıt yığını haline gelmiştir. Daha önceden de mizahi olmayan, bir takım odaklara mesaj verme gayreti ile harekete eden, marjinal zihniyetle halkın değerlerini, geleneklerini umursamaksızın yayınladıkları provakatif çizimleri ifade özgürlüğü altında yaptıklarını iddia etmişlerdi. Mukaddesata saldırı ahlaki çürüme ve millet bilincinin kaybıdır. Buna tahammülümüz yoktur. Milletimizin birlik ve beraberliğini hedef alan bu tür yayınların, hiçbir “sanat” ya da “eleştiri” kisvesi altında meşrulaştırılmasına izin verilmemelidir.
TÜRK HUKUKÇULARI yalnız hukukta, ilimde değil, ahlakta ve maneviyatta da en ileri olmalıdır. Bayrağını, dinini ve tarihini aşağılayanlara karşı dimdik durmalıdır. Ankara 2 No’lu Barosu olarak, bayrağını, dinini, tarihini ve kimliğini aşağılatmayan bir milletin evlatlarıyız.
Nefreti sanat, saygısızlığı özgürlük sayan bu zihniyeti reddediyoruz.
Ankara 2 No’lu Barosu Yönetim Kurulu