TÜSİAD’ın Hadsiz ve Kendini Bilmez Açıklamalarına Karşı, Ankara 2 No’lu Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri Olarak Basın Açıklamamız

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği  Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 Şubat'taki dernek genel kurulunda yaptığı konuşmada bazı soruşturma ve kovuşturmalar hakkında yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandığını tespit eden Başsavcılık, Aras'ın ifadelerinin, gerçeğe aykırı ve kamu barışını bozmaya elverişli nitelikte olduğunu değerlendirerek "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma" suçlarından resen soruşturma başlattı.  Genel kurulda gerçekleştirilen sunumda, "Politik hayatta olağanüstü olaylar" başlıklı slaytta; politikacıların, iş insanlarının ve gazetecilere yönelik yargı süreçlerine dikkat çekilerek "Sorgulanıyor, Tutuklanıyor" şeklinde gösterildi. Başsavcılığın yapmış olduğu soruşturma kamuoyuna duyurulduktan sonra, ilk “ses” ilk “yorum” dernekten değil, başka başka yerlerden gelmiştir. 
TUSİAD;
Siz değil misiniz ekonomide irrosyanel zemini yaratıp, hükümetin ekonomik temelli politikalarının karşısında duran? Vatandaşı zor duruma düşürmeye çalışan?
Siz değil misiniz ekonomik külfette ortalıkta görünmeyen, ekonomik sıkıntılarda vatandaşın yanında olmayan? 
Siz değil misiniz piyasadaki rekabeti engellemede, fiyat manipülasyonunda görevini yapmayan, görmedim-duymadım-biliyorum diyen?
Siz değil misiniz ülkenin kaymağını yiyip fayda göstermeyen, vergi ödemekten kaçmaya çalışan, emek sömürüsü yapan?
Siz değil misiniz kendi ülkesine, kendi vatandaşına, kendi işçisine, yabancılaşan?
Siz değil misiniz, kendi alanıyla ilgili hiçbir konuda yorum yapmayan?
Siz değil misiniz algı yaratan, kamu düzenini bozan algı operasyonlarını pompalayan, toplumsal hassasiyetlerini sömüren? 
Siz değil misiniz muhalefete destek veren, sözcülüğünü yapan? 
Siz değil misiniz emperyalist sermayenin belirlediği yerlerden ayrılamayan? 
Siz değil misiniz haksızlık karşısında susan? Siz değil misiniz postmodern darbelerin yanında duran? 
Siz değil misiniz askeri harekatlarda susan, terör operasyonlarında, TSK’ya iftira atıldığında, Savunma Sanayiindeki üstün başarılar karşısında susan?
Siz değil misiniz içimizden görünüp bizden olmayan?
Siz değil misiniz siyasete göz dağı vermeye çalışan?
Siz değil misiniz Filistin kan ağlarken susan, Gazze diyemeyen?
Siz değil misiniz maske takan?
Vesayet kimdedir? Sizi harekete geçiren kimdir? Siz iyi niyetli misiniz? Propaganda yapmanız ne kadar doğru? Bir kere Devlet politikasını desteklediğiniz bir açıklamanız var mıdır?
Türkiye Barolar Birliği nezdinde yapılan 15 Şubat 25 tarihli Baro Başkanları toplantısında siyasi ve muhalif kimliklerini hukukçu kimliklerinin önüne koyan bir takım baro başkanlarının, yapılan soruşturmalar ve kovuşturmalar neticesinde Devlet’e “ceberut” yakıştırması yaparak, terörle iltisakı kesin bir kısım belediye başkanlarının sözcülüğüne soyunmalarını, kanunen atanması şart olan, millete hizmetin kesintisiz ve sürekli olması ilkesinin sekteye uğramaması için kayyumun zorunlu olduğunu unutup, kayyumları aşağılayan, kanun nizam tanımayan ifadelerini kabul etmediğimizi, yazdığımız tüm eleştirileri üzerlerine alınmalarında bir sakınca görmediğimizi, size verilen hakkın, makamın geçici olduğunu, oturduğunuz koltukların size eleştiriyi aşan sözleri sarfetme hakkı vermediğini, hatırlatıyoruz. 
Bir takım soruşturmalar hakkında HADDSİZCE konuşmanıza, suçluları sahiplenmenize, kartellerin arkasında durmanıza, suçluları kayırmanıza, gerçek suç işlendiğinde susmanıza, kendi alanınız ile ilgili ekonomiyi iyileştirecek hiçbir şey yapmayıp, şimdi de yargının işine karışıp derneğinizin amacının dışına çıkmanıza vesayetçiliğinize itiraz ediyoruz. 
Anayasadaki “fikir özgürlüğü” kavramını manipülasyonlarınıza malzeme edemezsiniz. 
Bu ülkenin ekmeğini en çok yiyen grup olarak, kanun tanımayanlara, teröre destek verenlere, mali suç işleyenlere, halkı kin ve düşmanlığa sevk edenlere karşı başlatılan soruşturmaların yanında olmanız gerekir iken, bozuk sicilinizden bunun beklenemez oluşunu bilerek diyoruz ki, yargıyı eleştiremez, belediye başkanı-baro başkanı, genel başkan vs olmuş, kartelleşmiş, tekelleşmiş bir takım şüphelilere “seçilmiş kişi”, “halkın iradesine kastediliyor” güzellemeleri yaparak sahip çıkamazsınız. 
Soruşturmaları eleştirip, yargıyı itibarsızlaştırmaya çalışamazsınız,
Yargıya intikal etmiş konularda konuşamazsınız,  
Milletin malına sahip çıksın diye atanan kayyımlarına karışamazsınız, 
Aba altın sopa göstererek kurum ve kuruluşları, siyaseti tehdit edemezsiniz, 
Toplumda küresel sermayenin isteği ile kaos, manipülasyon ve algı YA-RA-TA-MAZ-SI-NIZ…
Kimse dokunulmaz değildir, soruşturma da geçirirsiniz, ifade de verirsiniz, yargılanırsınız da.. 
Kim olursanız olun, yargıya istikamet çizemez,Devletimizi hedef gösteremezsiniz. 
Haddinizi bilin, işinize bakın..